Search results
Filter
6 results
Sort by:
A Bibliometric Study on the Publications Investigating Democracy in Turkey ; Türkiye'de Demokrasiyi İnceleyen Yayınlarla İlgili Bibliyometrik Bir Çalışma
This study investigates the bibliometric characteristics of publications on democracy in Turkey, a country arguably having recently gone through a particular democratic backsliding. Focusing on SSCI and A&HCI between 1980 and 2019, a total of 691 publications were found: articles (83.79%) and book reviews (11.43%), with a particular increase of publications starting with the late 2000s. Most of the publications were written in English (95%), under the research category of Political Science. Turkish Studies was the journal where most of the publications appeared. The phrases that were mostly used within abstracts were the Justice and Development Party, the European Union, the Middle East, and democracy in Turkey. The results show that publications on democracy tend to appear mostly in regionally focused journals, be written mostly in the Political Science research category and in English, highlight the contemporary democratic advances and deficiencies of the countries, and be mostly within comparative frameworks. ; Bu çalışma, son zamanlarda özel bir demokratik gerileme geçirdiği iddia edilen ülke Türkiye'de, demokrasi üzerine yayınların bibliyometrik niteliklerini incelemektedir. SSCI ve A&HCI'de 1980 ile 2019 arasında toplam 691 yayın bulunmuştur: makaleler (,79) ve kitap incelemeleri (,43) 2000'lerin sonunda özel bir artış göstermektedir. Yayınların çoğu İngilizce (), Siyaset Bilimi, araştırma kategorisinde yazılmıştır. En çok yayının basıldığı dergi Turkish Studies'dir. Yayın özetlerinde en sık kullanılan ibareler Adalet ve Kalkınma Partisi, Avrupa Birliği, Ortadoğu ve Türkiye'de demokrasi'dir. Sonuçlar, demokrasi üzerine yayınların ağırlıkla bölgesel odaklı dergilerde çıktığını, çoğunlukla Siyaset Bilimi araştırma kategorisinde ve İngilizce yazıldığını, ülkelerin güncel demokratik ilerleme ve eksikliklerine dikkat çektiğini, ve özellikle karşılaştırmalı çerçevede olduğunu göstermektedir.
BASE
Films, politics and history: the eample of the Gallipoli Campaign ; Filmler, siyaset ve tarih: Çanakkale Savaşı Örneği
The Gallipoli Campaign, which turned out to be a failure for the Allies and a victory for the Ottoman Empire, is a significant part of World War One. The representation of the Gallipoli Campaign in film and its connection to politics and history have thus far not been academically examined from a comparative perspective. To fill the literature gap, I conducted a document analysis of four films about the Gallipoli Campaign, focusing on the experience of the Australians and the Turks. I chose two Australian and two Turkish films based on their accessibility and recognition. Two of those films, Gallipoli (1981) and The Water Diviner (2014), are Australian-made and show mostly the Australian experience. The two other films, Çanakkale 1915 (Gallipoli 1915, 2012) and Çanakkale Yolun Sonu (Gallipoli: End of the Road, 2013) are Turkish-made and emphasize the Turkish experience. All four films highlight the inhuman characteristics of war and the suffering of the soldiers and their families, hence the common pain. Not surprisingly, patriotism and heroism are the emotions that emerge in all the films in question because, for the Australians, the Gallipoli Campaign was part of the national identity-building process, whereas for the Turks it was about the survival of the nation and the defense of the motherland. The four films also have the common point of a somewhat anti-British approach, though 482 Şebnem Cansun the Australian-made films differ from the others by having more anti-war elements. The Water Diviner has a pro-Turkish political perspective whereas Gallipoli 1915 seems to cater to the current political arena in Turkey. A future work could include other films about the subject and make a complementary comparison ; Çanakkale Savaşı, ki İtilaf Devletleri için bir başarısızlık, Osmanlı İmparatorluğu için ise zaferle sonuçlanmıştır, Birinci Dünya Savaşı'nın önemli bir kısmıdır. Çanakkale Savaşı'nın filmde temsili ve bunun siyaset ve tarih ile ilintisi karşılaştırmalı perspektifle akademik olarak bugüne dek incelenmemiştir. Bu literatür eksiğini gidermek üzere, Avusturalyalılar ve Türkler'in tecrübesine odaklanarak, Çanakkale Savaşı hakkındaki dört filme doküman analizi yaptım. Erişilirlik ve tanınırlıklarını çıkış noktası alarak iki Avusturalya ve iki Türk filmi seçtim. Bunlardan ikisi, Gallipoli (Gelibolu, 1981) and The Water Diviner (Son Umut, 2014) Avusturalya yapımıdır ve özellikle Avusturalyalı tecrübesini gostermektedir. Diğer iki film ise, Çanakkale 1915 (2012) ve Çanakkale Yolun Sonu (2013) Türk yapımıdır ve Türk tecrübesini vurgulamaktadir. Dört film de savaşın insanlıkdışı özellikleri ile askerler ve ailelerinin acılarını, dolayısıyla ortak üzüntüyü vurgulamaktadir. Şaşırtıcı olmayan şekilde, vatanseverlik ve kahramanlık bahsedilen filmlerdeki öne çıkan duygudur, çünkü Avusturalyalılar için Çanakkale Savaşı milli kimlik oluşturma sürecinin parçası, Türkler için ise milletlerinin hayatta kalma mücadelesi ve anavatanlarının savunulmasıdır. Dört filmin diğer ortak noktası Britanya karşıtı yaklaşımdır, öte yandan Avusturalya yapımı filmlerde diğerlerinden daha fazla savaş-karşıtı unsurlar vardır. The Water Diviner'da Türk taraftarı bir siyasal yaklaşım vardır, Çanakkale 1915 ise Türkiye'deki güncel siyasal arenaya hitap eder görünmektedir. İlerideki çalışmalar konu hakkındaki diğer filmleri de içerebilir ve tamamlayıcı karşılaştırma yapabilir
BASE
Siyasette cinsiyet kotası: AKP ve CHP örnekleri
Bu çalışma kendisini muhafazakar olarak tanımlayan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ile kendisini sosyal-demokrat tanımlayan Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) cinsiyet kotası politikalarına yaklaşımlarını ele almaktadır. Araştşrmada iki partinin tüzükleri, düzenli yayınları incelenmiş, farklı siyasi görüşte iki gazetenin taraması yapılmış, her iki partiden değişik hiyerarşi seviyelerinden toplam 53 kadın ve erkek siyasetçiyle görüşülmüştür. AKP tüzüğünde cinsiyet kotası olmamakla beraber, kadın siyasetçilere parti başkanının sözel desteği vardır ve pratikte uygulanmaktadır. CHP tüzüğünde uzun yıllardır 25% olarak var olan cinsiyet kotası, 2012'de 33%'e yükseltilmiştir. Tüzükte cinsiyet kotası olması nedeniyle CHP söyleminde cinsiyet kotasından bahsetmezken, AKP ise niçin kotaya karşı olduğunu ısrarla açıklamaktadır. Yapılan röportajlara göre, AKP'li her 2 kadından 1'i ve her 4 erkekten 1'i, CHP'de ise, her 4 siyasetçiden 3'ü kotayı desteklemektedir. İdeolojik olarak farklı olduklarını iddia etseler de, AKP ve CHP'de karar mekanizmalarına seçilmiş kadınların oranları arasında, belirgin bir farklılık yoktur. Çalışmada Türkiye'de merkez-sağ ve merkez-soldaki siyasal partilerin, kadın kotasına yaklaşımları söylemlerinde birbirlerinden farklı olsa bile, bu yaklaşımların uygulamadaki sonuçları birbirine benzer nitelikte olduğu iddiası doğrulanmıştır. Ayrıca bu çalışma, literatürde geçen, sol partilerin artık kadın temsiliyetini destekleyen tek partiler olamadığı verisini de desteklemektedir. ; This paper portrays how the Justice and Development Party (JDP) that defines itself as conservativedemocrat and the Republican People's Party (RPP) that defines itself as social-democrat approach gender quotas in politics. The research data come from the party statutes, party publications, two ideologically different dailies and 53 interviews conducted at various hierarchy levels of the two parties. The JDP does not mention explicitly any gender quotas in its statutes, but the party chairman supports female politicians verbally and this overt support translates also into practice. The 25% gender quota that existed in the statutes of the RPP for many years became 33% in 2012. Gender quotas are already covered in the RPP's statutes, and hence they do not take a substantial role in the party discourse. In contrary, for the JDP, the lack of explicitly called out quotas represent an issue i.e. the party is pushed to explain why it is against. According to the interviews, 1 out of 2 women and 1 out of 4 men in the JDP support gender quotas. In the RPP, 3 out of 4 politicians support gender quotas. Even though the two parties argue that they are ideologically different, there is no significant difference in the number of women elected into the decision-making mechanisms.The argument that, in Turkey, even though political parties from the center-right and center-left have a different approach to gender quotas in politics, the implementation of these approaches has similar results, is justified. Also, this article suppports the literature data mentioning that the left parties may no longer be the only parties to support women's representation.
BASE
Türkiye Adresli Siyaset Bilimi Yayınlarının Bibliyometrik Analizi; A Bibliometric Analysis of Political Science Publications with an Address in Turkey
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Volume 74, Issue 3, p. 853-874
ISSN: 1309-1034
Bu çalışma Türkiye adresli siyaset bilimi yayınları üzerine hazırlanmış ilk bibliyometrik çalışmadır. Çalışmada Web of Science'ın Social Science Citation Index ve Arts & Humanities Citation Index veritabanlarında 1900-2016 yılları arası yayınlar ile Journal Citation Reports 2015 tarihli raporuna odaklanılarak Türkiye adresli siyaset bilimi yayınları incelenmiştir. Bu tarihlerde blunan toplam yayın sayısı 809 olup, bu sayı aynı tarihlerde ve aynı veri tabanlarındaki tüm siyaset bilimi yayınlarının %0,14'ünü oluşturmaktadır. Türkiye adresli 809 yayının %70'i makale ve %26'sı kitap incelemesi formatındadır. Yayınların sayısı son yıllarda hızlıca artmıştır, öyle ki Türkiye adresli siyaset bilimi yayınlarının yaklaşık %87'si 2000-2016 yılları arasında yapılmıştır. Bu yayınlar ağırlıkla Political Studies Review, South European Society and Politics ve Europe-Asia Studies dergilerinde yer almış ve yayınların yaklaşık %95'i İngilizce dilinde yapılmıştır. Her yayın ortalama yaklaşık 5 atıf almış ve de 33 yayını kaynak göstermiştir. Yayınlar sıklıkla Türkiye odaklı olup Avrupa Birliği ve Avrupa devletleriyle ilişkiler, siyasi partilerin siyasetteki etkisi, Türkiye'nin ekonomik ve sosyal durumunu, demokrasiyle sınavını incelemiştir.
Uluslararası medyada ülkelerin temsilleri: BBC'de Türkiye örneği ; Representations of countries in the international media: The case of Turkey in the BBC
Çerçeveleme analizi ve derlembilim yaklaşımı kullanan bu çalışma uluslararası medyada Türkiye'nin temsilini Aralık 2016 ve Haziran 2018 arasındaki BBC Haberlerine odaklanarak incelemiştir. Sonuçlar Türkiye'nin BBC Haberler'deki ülkeler arasında 17. sırada yer aldığını ve uluslararası olarak sıklıkla Suriye, ABD, Almanya, Rusya ve Hollanda ile ilintilendirilmiş olduğunu göstermektedir. Sıklıkla kullanılan kelimeler Türkiye, Türk, Erdogan, halk, Suriye, hükümet, Kürt, Suriyeli, devlet ve darbe olmuştur. Türkiye etkileyici bir lider (Erdogan) tarafından idare edilen, silahlı Kürt gruplarla gerilim yaşayan, Suriye iç savaşına karışmış, başarısız darbe teşebbüsünden muzdarip olurken Gülen Hareketi'ne saldıran ve bunun da toplumda ağır baskıya neden olduğu bir ülke olarak temsil edilmiştir. BBC'nin özellikle üç haber çerçevesi kullandığı bulunmuştur: çatışma (Erdoğan vs. Gulen, Türkiye vs. Suriye, Türkiye vs. silahlı Kürt gruplar), insan çıkarı (terör, savaş ve baskı yüzünden acı çekme) ve sorumluluk (kurtarıcı olarak Erdogan). ; Using a framing analysis and a corpus approach, this study investigated the representation of Turkey in the international media by focusing on the BBC News between December 2016 and June 2018. The results showed that Turkey was ranked 17th among countries in the BBC News and was often associated with Syria, the USA, Germany, Russia, and the Netherlands internationally. The frequently used words were Turkey, Turkish, Erdogan, people, Syria, government, Kurdish, Syrian, state, and coup. Turkey was represented as a country ruled by an influential leader (Erdogan), experiencing tensions with the armed Kurdish groups, involved in the Syrian internal war, and suffering from a failed coup attempt in which Turkey attacked the Gulen movement, which caused severe oppression in society. It was found that the BBC used particularly three news frames: conflict (Erdogan vs. Gulen, Turkey vs. Syria, Turkey vs. armed Kurdish groups), human interest (sufferings because of terror, war, and oppression) and responsibility (Erdogan as a savior).
BASE