Die folgenden Links führen aus den jeweiligen lokalen Bibliotheken zum Volltext:
Alternativ können Sie versuchen, selbst über Ihren lokalen Bibliothekskatalog auf das gewünschte Dokument zuzugreifen.
Bei Zugriffsproblemen kontaktieren Sie uns gern.
44 Ergebnisse
Sortierung:
In: International journal of new approaches in social studies: IJONASS = Uluslararası Sosyal Bilgilerde Yeni Yaklaşımlar Dergisi
ISSN: 2618-5725
Bu araştırmanın genel amacı Sosyal Bilgiler öğretmenlerinin kültürel okuryazarlık kavramına ilişkin görüşlerini belirlemektir. Çünkü 21. yüzyılda ulaşım ve teknolojinin hızlı bir şekilde geliştiği dünyamızda artık farklı kültürde olan insanlar aynı ortamı kolaylıkla paylaşmakta ve sınıflarımızda göç ve savaşlardan dolayı çeşitli kültürlerden gelen öğrenciler bulunmaktadır. Sınıflarımızın farklı kültürleri paylaşan öğrencilerden oluşması, bu öğrencilerin derse ve okula yönelik uyumlarının kolaylaşması için Sosyal bilgiler dersine önemli bir görev düşmektedir. Çünkü Sosyal Bilgiler dersinin en önemli amaçlarından biri toplum ile uyumlu etkin vatandaş yetiştirme amacıdır. Bu yüzden hem Sosyal Bilgiler dersi hem de kültürel okuryazarlık kavramı önem arz etmektedir. Bu nedenle Sosyal Bilgiler Öğretmenlerinin kültürel okuryazar bir birey olması ve öğretmenlik meslek yeterliliğine kültürel okuryazarlık kavramının eklemesi 21. yüzyılda önemli bir konu haline gelmiştir. Araştırma nitel araştırma deseni kullanılarak yapılmıştır. Araştırmanın katılımcılarını kolay ulaşılabilir durum örneklemesi yöntemiyle seçilmiş 23 Sosyal Bilgiler öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri ise dört soruluk yapılandırılmış görüşme formu ile toplanmıştır. Verilerin analizi ise hem betimsel hem de içerik analizi kullanılarak yapılmıştır. Araştırmanın sonucunda ise Sosyal Bilgiler öğretmenleri kültürel okuryazarlık kavramını kültürel farkındalık olarak tanımlamışlardır. Ayrıca Sosyal Bilgiler öğretmenleri kültürel okuryazar bir bireyin özelliklerini ise eleştirel düşünce becerisine sahip hoşgörü değerini ön plana çıkaran bir birey olarak tanımlamışlardır. Son olarak öğretmenler Sosyal Bilgiler öğretmenlerinin kültürel okuryazar olmasının öğrencinin gelişimine faydalı olacağını ve öğrencinin geldiği kültür çevresini dikkate alarak ders işlenebilmesini sağlayabileceğini belirtmişlerdir. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre alanyazına katkısı olması için ve yapılacak bilimsel çalışmalar için birtakım önerilerde bulunulmuştur.
In: Istanbuler Texte und Studien Band 7
In: Istanbuler Texte und Studien (IST) 7
In: Nomos eLibrary
In: Open Access
In: Istanbuler Texte und Studien 7
In: Gündoğan yayınları 89.13
In: Sosyoloji dizisi 02.03
In: Pädagogische Beiträge zur Kulturbegegnung 4
In: Dora yayınları 37
In: İstanbul Araştırma ve Eğitim Vakfı Yayınları 1
In: İSAR tıp ve ahlak çalışma grubu dizisi 1
In: Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi
ISSN: 1309-9302
Many cultural assets unearthed in archaeological excavations, elements that make up the culture of the settled communities such as technology, art, economy and, if any, can be revealed through written sources. However, in the case of nomadic communities, there is a prejudice that temporary shelters made of lightweight materials are "invisible communities" defined by only a small number of material items available for transportation. As a result of these prejudices, the nomadic culture has been tried to be understood either through negative elements in the settlements, written sources written by the settlers, or through ethnoarchaeological research. In the Archeology Department of Atatürk University Social Sciences Institute, under the supervision of Proffesor Dr Mehmet Işıklı, the "Archaeological Evidence of Nomadic Culture in the Southeast Anatolian Region: An Ethnoarchaeological Study" one of the important questions encountered during the studies carried out within the scope of the doctoral thesis titled " to what extent modern nomadic communities will reflect the cultures of the ancient period" has been.
In this article, the question "what is culture" was chosen as the first step to start looking for answers to all these unknowns and questions, within the framework of the great transformations of humanity in the transition to a production economy, the elements that make up the culture were examined, and the elements of culture were discussed through the answers given by different scientists to this question.
In: Kultur und soziale Praxis
Deutschland ist von Zuwanderung geprägt, ca. 20 Prozent der Menschen haben schon jetzt einen Migrationshintergrund. Die vielfältigen Kulturen bereichern unser Land und bringen internationale Akzente in unser Alltagsleben.Wie lassen sich die Brücken zwischen der zugewanderten und einheimischen Kulturszene ausbauen? Wie kann man Migrantinnen und Migranten den Zugang zu Kultureinrichtungen, Veranstaltungen und Förderprogrammen erleichtern? Wie kann man den Zugang zu den kulturellen Szenen der Zugewanderten für die Mehrheitsgesellschaft öffnen?Dieses Buch stellt Konzepte und Projekte vor, die institutionelle und freie Kultureinrichtungen und -verwaltungen sowie Künstler_innen mit Migrationshintergrund in ihrer Arbeit vor Ort unterstützen.Gezeigt wird ein Perspektivenwechsel: Kulturelle Vielfalt ist eine gesellschaftliche Ressource und Chance, denn die Innovationskraft und neue Perspektiven der Künstler_innen mit Migrationshintergrund sind wichtige Impulsgeber für die Zukunft der Kommunen.
In: Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi
ISSN: 1309-9302
The design process, which starts with identifying the design problem in design studies, is completed by conveying the message of the creative visual solution to the target audience. The images used in the design for the target audience are carefully selected by the design team. Images have a universal language and are transmitted faster than written texts. Images have layers of meaning as cultural indicators of their own time. For this reason, the most frequently used method for examining and interpreting images is semiotics. The colors used in the design also represent culture. Each color can have personal meanings as well as cultural and universal meanings. Color constitutes an important code system in the reading of images through semiotics. To develop the ability to incorporate colors into design, it is necessary to understand the science, psychology and meaning of colors. Visual communication designers and artists are aware that effective color palette choices are one of the techniques that enable guiding eye tracking in design. Color choices, color palette designs play an important role in visual aesthetics. In addition to the contribution of colors to visual aesthetics, the meanings they attach to the message are also important. In this study, the use of images in design applications is examined through the language of colors. The contributions of the use of color to the meaning of the image are examined through examples.
In: International journal of new approaches in social studies: IJONASS = Uluslararası Sosyal Bilgilerde Yeni Yaklaşımlar Dergisi
ISSN: 2618-5725
In the present article author examines the problem of development of University student's socio-cultural competence by reading English fictional literature. The place of literature in intercultural communication in the teaching of foreign languages: that it is a source of information about nature, built on the basis of social and cultural realities, and through it they can know alternative cultural norms and at the same time compare their beliefs and attitudes. In addition, it is also source of developing the cognitive and emotional knowledge of students and through it they can find an easy solution to all the complexities of life. All analyzes was made on the example of fictions by E.Hemingway, Ch.Dickens, S.Mougham, F. Scott Fitzgerald, O.Henry, M.Twain, J.London, T.Morrison, P.John Dos and the approach to using historical facts in developing socio-cultural competence is revealed being supplemented with a number of pre-reading and post-reading activities suggested to students learning English as a second foreign language.
Bu çalışma, geçmişten günümüze karşılaştırmalı edebiyat ve karşılaştırmalı (kültürel) çalışmalar alanında yapılan edebi çalışmalara odaklanarak, Türkçedeki karşılaştırmalı edebiyat çalışmalarının tarihsel ve eleştirel bir değerlendirmesini sunuyor. Türk akademisyenlerinin karşılaştırmalı edebiyata olan teorik ve uygulamalı yaklaşımlarının ne olduğu, karşılaştırmalı edebiyat disiplini ve yeni bir karşılaştırmalı (kültürel) edebiyat ışığında, nasıl bir karşılaştırmalı edebiyat algısı taşıdıkları da burada tartışılıyor. Diğer yandan, Türkiye"deki karşılaştırmalı edebiyatın durumu eksi ve artılarıyla, diğer ülkelerinkiyle karşılaştırılarak, karşılaştırmalı çalışmaların izi sürülüyor. Türkiye"de karşılaştırmalı edebiyat kürsülerinin kurulması 1990"lardan sonra mümkün olsa da geçmişi bin yıl öncesine dayanan karşılaştırmalı çalışmalar da gün ışığına çıkarılıyor ; This study presents a historical and critical evaluation of the studies of comparative literature in the Turkish, focusing on literary studies in the field of comparative literature and comparative (cultural) studies from the past to day. It is also discussed here what theoretical and practical approaches and perceptions of the Turkish academics related to comparative literature in a new comparative (cultural) literary light are. On the other hand, comparative studies are being observed comparing the situation of comparative literature in Turkey to the other countries? ones with minuses and pluses. Whereas, establishment of departments of Comparative literature in Turkey have been possible after the 1990s, comparative studies dating back a thousand years before the past are also brought to the light
BASE
In: Ortadoğu etütleri: siyaset ve uluslararası ilişkiler dergisi = Middle Eastern studies : journal of politics and international relations, Band 15, Heft 2, S. 117-145
Hitler'in 1934'te tam anlamıyla iktidara gelmesinden sonra, Almanya bir yaşam alanı (Lebensraum) yaratma ve yeniden bir Dünya Gücü (Weltmacht) olma politikasına geri dönmüştür. Bu politikalar çerçevesinde Almanya'nın kuruluşundan bu yana izlediği "doğuya doğru" politikası bağlamında bir kez daha dünya iletişiminde hayati öneme sahip stratejik bir bağlantı noktası olan Ortadoğu'ya yönelmiştir. Bu yönelimin en önemli nedeni, Adolf Hitler'in Almanya'nın Ortadoğu'da İngiltere ve Fransa'ya kıyasla ekonomik ve siyasi etki açısından çok geride olduğunu fark etmesidir. Dolayısıyla Hitler Hükümeti bu gerekliliği ve gerekliliği takdir etmiş, Almanya için de bir nüfuz bölgesi elde etmek için çalışmaya karar vermiştir. B bağlamda, zamanın gereklerine uygun bir şekilde nüfuz bölgesi Almanya'nın nüfuz bölgesi olarak; Avrupa'nın doğu ve güneydoğusu, Ön Asya ve Mısır olarak kararlaştırılmıştır. Almanya'nın Ortadoğu'ya yönelik nüfuz politikasında ekonomik propaganda ve araçların yetersiz kalacağının farkında olarak, kültürel propaganda ve kültürel genişleme ile birlikte ekonomik genişleme faaliyetleri yürütmesi gerektiği fark edilmiştir.
Bu çalışmada; Hitlerin iktidara gelmesinden sonra Almanya'nın II. Dünya Savaşı öncesinde Orta Doğu'ya yönelik "kültür politikası" konu edilmiştir. Bu bağlamda, Almanya'nın Ortadoğu ülkesi olarak kabul etmiş olduğu Türkiye, Mısır'a karşı takip edilmesi gereken kültür politikası ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu yapılırken, Alman bilim insanlarınca hazırlanılan ve Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi'nde yer alan raporlar temel alınmıştır. Dr. Kurt Koehler (Deipzig), Dr. Oluf Kürkkmann (Jane) ve Dr. Wilhelm Eilers (Berlin) tarafından hazırlanılan raporlara göre Almanya'nın Türkiye'ye, Mısır'a yönelik kültür politikası açıklığa kavuşturulmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda; konunun daha iyi anlaşılması için ilk olarak, Almanya'nın Orta Doğu'da takip etmek istediği "nüfuz mıntıkaları politikası" raporlar temel alınarak ortaya konulmuştur. Çalışmanın asıl kısmında; "Avrupaî Şarkın kapısı" olarak görülen Türkiye'ye karşı takip edilen kültür politikası üzerinde durulmuştur. Daha sonra ise "Müslüman Şark'a açılan kapı" şeklinde ifade edilen Mısır'a karşı yürütülen kültür politikası açıklığa kavuşturulmuştur. Çalışmanın sonuç kısmında ise varılan sonuçlara, değerlendirmelere, yorumlara yer verilmiş, bazı önerilerde bulunulmuştur.
Çağdaş barış çalışmaları, uzun yıllar boyunca makro (amaçlı) meseleler üzerinden yürümüştür. Silahsızlan(dır)ma, sivilleşme, paramiliterlerin topluma yeniden entegrasyonu ve hukuksal bazı metinler olarak maddeleştirebileceğimiz bu meseleler; çatışmanın sebepleri, çatışmanın sürdürülebilirliğini mümkün kılan araçların toplanması ve barışmanın teknik ve hukuksal mekanizmalarının oluşturulması temelinde ele alınmaktadır. Şiddetin sona ermesi veya sönümlenmesi için öncelikle bu makro konuların halledilmesi gerekir. Ancak kültürel şiddeti oluşturan ve ikincil konular olarak değerlendirilen sembol ve ritüellerin kullanımı da kesinlikle gözardı edilmemesi gereken bir konudur. Çünkü sembol ve sembolik eylemin siyasal kullanımı şiddetli çatışmayı toplumun en küçük birimine kadar taşır. Potansiyel şiddetin devam ettiği bir toplumsal alanda ise toplumsal barışın sürekli kılınması neredeyse imkansızlaşır. Barış çalışmaları literatüründe özellikle 2000li yıllardan sonra sembol ve sembolizmin politik kullanımına dair önemli çalışmalar yayınlanmıştır. Bu çalışmalarla birlikte konuyla ilgilenen teorisyenler artık, sembollerin pozitif veya negatif anlamda barış süreçleri için kritik değere sahip olduğunun farkına varmıştır. Peki bu güzergahı alternatif bir güzergah olarak kabul edebilir miyiz? Sembol ve sembolizmin politik kullanımına dair temel tartışma eksenleri nelerdir? Bu çalışmada dünyadaki barış süreci örneklerinin yol göstericiliğinde yukarıdaki sorulara yanıt aranmaya çalışılacaktır ; Contemporary peace studies have been laid emphasis on macro affairs for many years. These issues are disarmament, demilitarization, collective reintegration of paramilitaries and some legal texts. Also these technical and legal mechanisms are the main reasons of the conflict. So they need to be solved first for the end of the violence or for the damping of the violence. However, the use of symbols and rituals, which constitute cultural violence and are considered secondary issues, should certainly not be overlooked. Because the political use of symbols and symbolic action pushes violent conflict to the smallest unit of society. In a social context where potential violence continues, it is almost impossible to make social peace permanent. Important studies on the political use of symbols and symbolism have been published in the literature of peace studies especially after 2000 years. Theorists who are interested in the subject together with these studies now realize that symbols have critical value for peace processes in the positive or negative sense. Can we consider this route as an alternative route? What are the main axes of discussion about the symbolic and symbolic use of symbols? In this study, we will try to find answers to the above questions in the guidance of peace process examples in the world.
BASE