Urban Land Use Planning
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 16, Heft 2, S. 1
ISSN: 1309-1034
32 Ergebnisse
Sortierung:
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 16, Heft 2, S. 1
ISSN: 1309-1034
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 17, Heft 1, S. 1
ISSN: 1309-1034
In: Sosyal siyaset konferansları dergisi, Band 0, Heft 85, S. 1-30
ISSN: 2548-0405
DergiPark: 326005 ; trakyasobed ; Even though it has been rather a lot studied that to what extent participation to politics is occurred with regard to general politics, the studies relating to levels and means of political participation at local level remains relatively weak. This paper aspires to reveal the aspects of participation of voters to local politics in Edirne. In parallel with this goal, firstly, certain qualitative and quantitative characteristics of voters are specified, such as age, gender, level of income, level of education. Then, the relation between these characteristics and political participation at local level is tried to be proved by some hypothesis tests. The results suggested that the higher the level of education or the level of income, the more intensive the participation to local politics. It is also deduced that political participation of voters differs according to neighbourhood they settle in. The evaluation of political participation is based on A. Robert Dahl's typology of political participation picked out amongst others in the literature and questionnaire form tried to be generated in accordance with the typology ; Siyasete katılımın ne boyutta gerçekleştiği genel siyaset açısından oldukça araştırılmış olmasına rağmen, yerel düzeydeki siyasete katılımın düzey ve araçlarına ilişkin çalışmalar görece zayıf kalmaktadır. Bu çalışma, Edirne'deki seçmenlerin yerel siyasete katılım düzeyini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda, seçmenin yaşı, cinsiyeti, gelir düzeyi, eğitim düzeyi ve benzeri nitel ve nicel özellikleri belirtilmiş; ardından, bu özellikler ile yerel siyasete katılım arasındaki ilişki hipotez testleriyle sınanmaya çalışılmıştır. Yapılan testler sonucunda Edirne'de eğitim düzeyi veya gelir düzeyi arttıkça yerel siyasete katılımın yoğunlaştığı ve seçmenlerin siyasete katılımlarının, yerleşik oldukları mahalleye göre farklılık gösterdiği belirlenmiştir. Siyasete katılımın ölçülmesinde, literatürdeki katılım tanımlamalarından A. Robert Dahl'ın tipolojisi esas alınmış olup, anket soruları bu tipolojiye uygun olarak oluşturulmaya çalışılmıştır
BASE
In: Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi
ISSN: 1309-9302
Tarihi dokular, kentlerin geçmişle günümüz arasındaki bağını kuran, geleceğe bozulmadan taşınması gereken önemli kültürel miraslarımızdır. Bu mekanlar, geçmişten günümüze yaşanmışlıklarla, insan-mekân etkileşimi sonucu ortaya çıkan kimliklerini, çevrelerinde oluşan yeni kentsel mekanlara da yansıtarak kent kimliğinin şekillenmesine önemli katkılar sunmaktadırlar. Tarihi dokular, sadece yapı ölçeğinde değil, bütüncül bir yaklaşımla korunmalıdır. Bu sayede, sürdürülebilirlikleri sağlanarak gelecek nesillere de aynı özellikleriyle ulaştırılabilirler. Tarihi mekanlarda geçmişin havasını soluyabilen ve kültürleri tanıyan insanlar yetiştirerek, tarihi dokuların yaşatılması çok önemlidir. Ancak kentlerin hızla büyümesi, tarihi kimliklerini kaybetme riskini arttırmaktadır. Geleneksel dokuların üzerine veya çevresine yapılan yeni yerleşim alanları, bu dokuları düzensiz alanlara dönüştürerek baskı oluşturmaktadır. Bu durum, tarihi dokuların yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmasına neden olabilmektedir. Çalışma alanı olarak seçilen Trabzon Akçaabat ilçesi Ortamahalle tarihi kent dokusu, 1988 yılında kentsel sit alanı olarak ilan edilmiştir. Bu yerleşim, tarihi dokunun sokak ve mahalle ölçeğinde yaşayarak günümüze kadar ulaştığı nadir yerleşimlerdendir. Konut dokusu, kilise, çeşmeler, dar ve dik sokaklar ile karakteristik Karadeniz yerleşmesi özellikleri göstermektedir. Ülkemizde pek çok kentte olduğu gibi Akçaabat yerleşimi de hızlı bir kentsel büyüme ve yapılaşma süreci yaşamaktadır. Bu süreç tarihi doku üzerindeki baskıyı artırmakta, etrafında yapılan binalar silüetin olumsuz yönde değişmesine neden olmakta, ayrıca doku oluşturan pek çok yapı bozulma ve yıkılma tehlikeleri ile karşı karşıya kalmaktadır. Bu çalışmada Ortamahalle tarihi kent dokusunun kimliğini oluşturan doğal ve kültürel çevre bileşenleri ve kentsel imgeler incelenmektedir. Ayrıca GZFT analizi de yapılarak durum değerlendirmesi ortaya konulmakta, elde edilen veriler ışığında tarihi dokunun korunması için çeşitli öneriler sunulmaktadır.
In: Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi
ISSN: 1309-9302
Kentsel mekânların algılanış biçimleri toplumdan topluma değişiklik gösterebilmektedir. Bireyler yetiştikleri ve ait oldukları sosyal gruplara göre şekillenmekte ve bir kentsel mekân karşısında da bu doğrultuda tavır almaktadır. Dolayısıyla bir kentsel mekân, kimileri için unutulmaz anılarla dolu daima hatırlanması gereken bir biçimde toplumsal bellekte yer alırken kimileri içinse unutulmak istenen, geçmişte yaşanan herhangi bir olayla ilgili bağ kurulmayan sıradan bir bina olarak varlık bulmaktadır. Sivas kentinde bulunan Madımak Oteli de 2 Temmuz 1993 tarihinde meydana gelen olaylar neticesinde unutulmak istenen veya hatırlanmak istenen bir kentsel mekâna dönüşmüştür. Dolayısıyla bu mekân, ait olunan sosyal gruplar tarafından farklı şekillerde algılanmakta ve anlam bulmaktadır. Bu çalışmada, Sivas kentinde bulunan farklı sosyal grupların Madımak Oteli'ni algılayış biçimleri ortaya koymak amaçlanmıştır. Çalışmada nitel araştırma desenlerinden fenomenoloji kullanılmış bu doğrultuda Sivas kentinde ikamet eden altı Alevi, altı Sünni kişi ile derinlemesine görüşme yapılmıştır. Araştırmada elde edilen bulgular, iki farklı sosyal gruba ait kişilerin Madımak Oteli'ni nasıl algıladıklarını ortaya koymuştur.
URL: http://josc.selcuk.edu.tr/article/view/5000185985 DOI:10.18094/si.29073 ; Ülkemizde yoksulluğun nedenleri ve sonuçları kadar yoksulların siyasal tercihleri de önemli bir tartışma konusudur. Özellikle seçim dönemlerinde yoksulların, aldıkları sosyal yardımlar çerçevesinde bir siyasal tercihte bulunduğu yönünde siyaset ve medya dünyasında yaygın bir şekilde tartışmalar yaşanmaktadır. Her bir birey gibi yoksullar da genel/ yerel seçimlerde bir takım beklentiler ve faktörler çerçevesinde siyasal tercih ortaya koymaktadırlar. Bu anlamda yoksullar, siyasal tercihlerine karar verirken hiç şüphesiz diğer faktörlerle birlikte yaşadıkları sorunlara çözüm getiren, yaşamlarını kolaylaştıracak ekonomik ve sosyal niteliği olan projeleri de dikkate almaktadırlar. Bu çalışma, sosyal yardımların yoksulların siyasal tercihinde etkisinin olup olmadığı, eğer etkisi var ise bu etkininin düzeyinin ne olduğu üzerinde durmaktadır. Elazığ merkezde yaşayan 220 yoksul üzerinde yapılan alan araştırması ile çalışmanın verileri elde edilmiştir. Bu verilere göre, yoksulların yardım aldığı kurum ve kuruluşlar arasında siyasi partiler sosyal yardımlaşma vakfı ve belediyelerin ardından üçüncü sırada yer almaktadır. Siyasi partilerden yardım alan yoksullar, bu siyasi partilere yönelik bir siyasal tercih eğiliminde olmakla birlikte; yoksulların siyasal tercihinde siyasal partilerin ekonomik vaatleri ile iş ve istihdama ilişkin vaatlerinin daha etkili olduğu sonucuna varılmıştır. ; In our country, political choices of the poor is a discussion topic as important as the reasons for and the results of poverty. Especially during the election periods, discussions arise in politics and on media on the idea that the poor make political choices based on the social aid they receive. Like every other individual, the poor also make political choices based on a set of expectations and factors in periods of general/local elections. In this sense, the poor, in addition to other factors, also pay regard to projects with economic and social nature that bring solutions to their problems and will make their lives easier. The purpose of this study is to understand whether social aid has effects on political choices of the poor, and if it does, to what extent these effects work. Findings of the study were gathered by field research conducted on 220 impoverished individuals living in Elazığ city center. According to the data, political parties are in the third place after social assistance foundations and municipalities among the institutions and organizations from which the poor receive the highest amount of social aid. While the poor who receive aid from political parties are likely to make a political choice in favor of these parties, it has been observed that economic pledges and pledges towards jobs and employment by political parties are more effective on the poor's political choices.
BASE
ÖZETDünya genelinde insanların çoğu kentlerde yaşamaktadır. Bu durumun sonucunda yoksulluk kırdan kente taşınmıştır. Kentlere özgü ortaya çıkan bu yoksulluk türüne "kentsel yoksulluk" adı verilmiştir. Dünya'daki tüm ülkelerin mücadele etmek zorunda kaldığı yoksulluk sorununa karşı merkezi yönetimler, yerel yönetimler, ulusal ve uluslararası ölçekte hizmet veren sivil toplum kuruluşları bu konuda çalışmalarını sürdürmektedir.Çalışmanın ilk bölümünde yoksulluk, kavramsal çerçeve içinde ele alınmış; yoksulluk türleri, yoksulluğa neden olan faktörler ve yoksulluk yaklaşımları açıklanmıştır. İkinci bölümde Dünya'da ve Türkiye'de yaşanan yoksulluk ile yoksullukla mücadele yöntemleri incelenmiştir. Üçüncü bölümde ise kentsel yoksulla mücadele yöntemleri Bursa kenti ölçeğinde değerlendirilmiştir. Örnek çalışma olarak Bursa'nın seçilme sebepleri şöyledir: Kent, 1950' lerden itibaren hem ülke içinden hem ülke dışından göç almaktadır. Böylece, günümüzde Türkiye'nin 4. büyük kenti olarak önemli bir ticaret ve sanayi merkezi haline gelmiştir. Kentin, tarihsel süreçte var olan kentsel yoksullukla mücadelesi hakkında yapılan çalışmaların azlığı, çalışmanın bu alanda yararlı olacağını düşündürmüştür.ABSTRACTMost people in the World, live in cities. As a result of this situation, poverty has moved from the rural to the urban. The poverty special to cities has been called as "urban poverty". Against the poverty problem that all countries in the world have to combat with, central governments, local governments, nongovernmental organizations serving nationally and internationally are continuing their activities on this issue.In the first chapter of the study, poverty is addressed in a conceptual framework; poverty types, and factors and approaches of poverty are explained. In the second chapter, poverty, and methods of combating poverty taking place on the World and in Turkey, have been examined. In the third chapter, the methods of combating urban poverty were evaluated at the Bursa city scale. The reasons for choosing Bursa, as a case study, are as follows: Since 1950, the city has allow immigration both from within the country and from abroad. So today, Bursa has become an important commercial and industrial center as the 4th largest city in Turkey. The lack of studies on the combating the urban poverty of the city in the historical process, suggests that the study will benefit on the area.
BASE
Osmanlı Devleti'nde belediye kurumunun temelleri, Tanzimat döneminde modernleşmeyle birlikte atılmıştır. Modernleşmeyle birlikte idari açıdan merkezîleşme sürecine giren imparatorluk, bazı kamusal hizmetlerin yerine getirilmesinde yerel yönetimlere ihtiyaç duymuştur. Belediye kurumu, önce İstanbul'da, daha sonra İstanbul örnek alınarak taşrada kurulmuştur. Belediyenin kurulmasında karar mercii merkezî hükümet olsa da iç ve dış etkenler de bu süreçte etkili olmuştur. Osmanlı belediyesi, toplumsal ve siyasal bir kurum olarak değil daha çok hizmete yönelik bir kurum olarak varlık göstermiştir. Merkezî hükümetin vesayetinde, merkeziyetçi bir yönetim anlayışıyla yönetilen belediyeler, tek parti döneminde de aynı anlayışla idare edilmiştir. Çok partili hayata geçişle birlikte belediyelerin görev ve yetkileri artırılmış, seçim yöntemleri demokratikleştirilmişse de merkezî yönetimin idari ve mali açıdan vesayeti devam etmiştir. Bu çalışmada, Osmanlı Devleti'nin son yıllarından Cumhuriyet döneminde 1963 değişikliklerine kadar belediyelerin kuruluş ve gelişim süreci, bu sürece etki eden dinamikler ve belediyecilik anlayışının gelişimi üzerinde durulmuştur. Bu kapsamda; Osmanlı belediyeciliği, erken Cumhuriyet dönemi belediyeciliği, tek parti dönemi belediyeciliği ve çok partili dönemde belediyecilik siyasal-toplumsal gelişmeler, hukuki ve idari düzenlemeler çerçevesinde ele alınmıştır. --- The foundations for municipalities were laid as part of the modernization attempts during the Tanzimat Era. With modernization, the Empire underwent a process of administrative centralization and needed local governments for the performance of certain public services. Municipalities as an institution were first created in Istanbul and later in the provinces by following the example of the capital. Although the central government was the key decision maker in the formation of municipalities, internal and external factors also played a role in the process. Ottoman municipalities mainly functioned as service-providing institutions rather than social and political institutions. They were subject to a centralist notion of administration under the tutelage of the central government, an understanding that continued into the single-party era. Transition to the multi-party system resulted in increased duties and authorities for municipalities and despite democratization of the election processes, the central government continued its administrative and financial tutelage over the municipalities. From a historical and comparative perspective, this study examines the founding process of municipalities, the dynamics involved in this process, and the development of the notion of urban governance from the Ottoman Empire until the amendments of 1963 during the Republican Era. In this context, it analyzes municipal government in the Ottoman, early Republican, single-party, and multi-party periods within the framework of political-social developments and legal and administrative arrangements.
BASE
Over a long history, the city of Edirne has been developing as an important settlementcentre due to its geopolitical location. The importance of Edirne increased especially after it wasconquered by the Ottoman Turks and served as the capital city of the Ottoman Empire for a long periodof time. It is a city of a peculiar character and identity with its many monuments and samples of civilarchitecture. Kaleiçi, as the first settlement nucleus of Edirne, has still many historic houses which couldmanage to survive, reflecting the social and cultural life of the city around the end of 18th and beginningof the 19th centuries. This makes Kaleiçi even more important as a historic settlement unit shedding lightonthe physical and socio-cultural structure and hence contributing to the further development of Edirne.During a detailed study of determination and documentation, there have been 214 historic houseidentified. There are a lot of similarities between the historic Kaleiçi houses and the traditional Turkishhouses as they both have internal halls.It is key to include these houses in our daily life by renovatingthem to satisfy the needs of the contemporary life. This would also ensure that the cultural continuity issustained and transferred to the next generations. Kaleiçi was consist of many historic houses untilaround mid 1970s but has started to lose its peculiar character and identity owing to construction ofmany multi-storey apartments as a result of wrong council decisions, applications serving to speculative purposes. Unconscious and indifferent approach against the historic houses and structures were theother causes of this tragic result. The purpose of the study that was made on Kaleiçi houses which weregenerally designed to serve the minorities in the community, was to research on the detailedcharacteristics and to provide data and a sort of design guide for the new structures to be built in thisarea. A particular endeavour was also made, during this study, to determine the details of design andfrontal structure of these historic houses. ; Edirne kenti tarihsel gelişimi boyunca jeopolitik konumu nedeniyle önemli bir yerleşim merkeziolarak gelişimini sürdürmüştür. Özellikle Türkler tarafından alınmasıyla önemi artmış, uzun yıllarOsmanlı İmparatorluğuʹna başkentlik yapmış, çok sayıdaki anıt ve sivil mimarlık örneği yapıları ilekendine has tarihi dokusunu ve kimliğini oluşturmuş bir kenttir. Edirneʹnin ilk yerleşim çekirdeğinioluşturan Kaleiçiʹnde günümüzde ayakta kalmayı başarmış 18.yy. sonu ve 19.yy. başlarına ilişkin kentinsosyal ve kültürel yaşamının göstergesi olan çok sayıda tarihi konut yer almaktadır. Kaleiçi bu yönüylekentin geçmişteki fiziksel ve sosyo-kültürel yapısına, gelişmesine ışık tutacak bir yerleşim birimidir.Kaleiçi yerleşim biriminde yapılan detaylı bir saptama ve belgeleme çalışmasında 214 tarihi konut tespitedilmiştir. Geleneksel Türk konutu iç sofalı plan tipi ile benzerlikler gösteren tarihi Kaleiçi konutları,kültürel süreklilik açısından gelecek kuşaklara aktarılmaları gereğindeki önemi dikkate alınarak,günümüz yaşam koşullarında, kullanıcı gereksinimlerini karşılayacak biçimde yenilenme olanaklarınınsağlanması ve uygun fonksiyonlarla günlük hayata katılmaları gerekmektedir. 1970'li yıllara değinçoğunluğu tarihi konutlardan oluşan yerleşim, bu yıllardan sonra alınan yanlış kararlar, uygulamalar,tarihi konutlara karşı ilgisizlik, bilinçsizlik ve tamamen spekülatif amaçlara hizmet eden katlıyapılaşmanın getirdiği çirkin görüntü sonucu giderek özgün dokusunu yitirmeye başlamıştır.Çoğunlukla kentte yaşayan azınlıklar için tasarlanan bu konutlarda yapılan saptama ve belgelemeçalışmalarıyla; hem konutların tanıtımına yönelik, hem de bu alanda yapılacak yeni yapılara verioluşturacak özelliklerinin irdelenmesi ve bir tasarım rehberi niteliğine dönüştürülmesi amaçlanmıştır.Bu amaçla ele alınan çalışmada, yerleşme alanı içinde yer alan tarihi konutların tasarım ve cepheayrıntıları saptanılmaya çalışılmıştır.
BASE
ÖZETYERELLEŞME, YEREL İKTİDAR VE YEREL DEMOKRASİBu çalışma, "yerelleşme" ve "yerel iktidar" kavramlarını Türkiye'de yerel yönetim sistemi ile yerel/kentsel siyasetin işleyişi açısından tartışmayı amaçlamaktadır. Türkiye'de merkeziyetçi yönetim geleneği içerisinde oluşturulan yerel yönetimlere ilişkin temel yasalar 2004 yılında başlayan "yerel yönetim reformu" kapsamında değiştirilmiş, belediyeler ve il özel idarelerinin yetki alanları genişletilmiştir. Yerel/kentsel siyasal iktidar, yerel ve yerel-üstü bileşenleri bulunan toplumsal ağlar kapsamında oluşan yönetme ve hareket etme kapasitesi olarak tanımlanmıştır. Tezin ana sorunsalı, yeni yasalar ile yerel yönetimlere aktarılan sorumluluk alanlarında yerel ve yerel-üstü aktörlerin sahip olduğu etki alanlarının sınırları ile "kentsel yönetişim" kavramı çerçevesinde "toplumsal ağ ilişkileri"nin yerel iktidar alanı içerisinde nasıl örgütlendiğidir. Bu doğrultuda Edirne'de derinlemesine görüşme tekniğinin uygulandığı niteliksel bir alan araştırması gerçekleştirilmiştir. Edirne yerel siyaset alanında etkili olan yerel ve yerel-üstü aktörler belirlenmiştir. Araştırma, seçilen üç siyasa alanı üzerine yoğunlaşmaktadır: planlama, ulaşım ve AB projeleri. Yerel yönetimlere aktarılan yeni yetki alanlarında merkezi yönetim ile yerel-üstü aktörlerin hala etkili olduğu ve ulusal iktidara muhalefet partisinin hakim olduğu yerel temsil yapısının merkez-yerel gerilimini artırdığı görülmüştür. Sonuç olarak, Edirne kentsel siyaset alanında sınırlı sayıda aktör yönetme kapasitesine sahiptir. Yeni yasalar yerel karar-alma süreçlerinin işleyişinde "yerelleşme"yi sağlamamaktadır. Anahtar Kelimeler: Yerelleşme, Yerel iktidar, Yerinden Yönetim, Yerel Özerklik, Yerel yönetim sistemleri, Yerel siyaset, Kentsel siyaset.ABSTRACTDECENTRALIZATION, LOCAL POLITICAL POWER AND LOCAL DEMOCRACYThis study aims to discuss the concepts of "localization" and "local power" with regards to local government system and local/urban politics in Turkey. Turkish local governments are formed within the centralized administration tradition. The main legal framework regulating local governments is modified within the "local government reform" started in 2004. Municipalities' and special provincial administrations' authority domains are extended by these legal regulations. Local/urban political power is defined as the capacity of management and mobility that is formed within social networks composing of local and supralocal factors. The main problematic of the thesis is the limits of local and supralocal actors within the new authority domains of local governments and how "social network relations" are organized in the framework of "urban governance". Accordingly this problematic, a qualitative field research is conducted in Edirne consisting in in-depth interviews. Local and supralocal actors possessing effective power in the local political field are determined. The research focuses on three selected policy domains: planning, transport, and EU projects. It is observed, central government and supralocal actors still possess power in the new authority domains of local governments, and the tension between the center and the local is intensified due to the local representation structure that is dominated by the political party opposing to the central government. In conclusion, a limited number of actors hold the capacity of management in Edirne's urban political field. The new legal regulations don't ensure "localization" of local decision-making processes. Keywords: Localization, Local power, Decentralization, Local Autonomy, Local government systems, Local politics, Urban politics.
BASE
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi
ISSN: 1309-1034
This paper analyzes the creative city policy for Istanbul, which has recently become a popular throughout the world. Cities are expected to be creative milieus that foster free circulation of people, ideas, and interactions for economic growth, global competitiveness, and social development. Drawing on Foucault and governmentality studies, this paper first argues that the creative city policy is a neoliberal political rationality that seeks to stimulate individuals' creative capacities through structuring urban space. Neoliberalism includes the de-governmentalization of state and the active participation of non-state actors in the governing processes. Second, using examples from street gentrification, industrial heritage re-functioning, and co-working spaces in Istanbul, this paper dissects how creativity, freedom, and economic growth intersect in urban space and how a broad coalition of political parties, state agencies, local authorities, non-governmental organizations, small-scale cultural entrepreneurs, and creative professionals have been formed around the creative city. As a result, creative city policy is a form of governmentality that includes official documents as well as spatial strategies of a heterogeneous coalition of state and non-state actors.
URL: http://sutad.selcuk.edu.tr/sutad/article/view/1131 ; Osmanlı Devleti'nde 26 Mart 1913 tarihinde çıkarılan İdâre-i Umûmiye-i Vilâyât Kanûn-ı Muvakkatı vilâyet yönetimini yeniden düzenledi. Bir taraftan yerel yönetim organlarının yetkileri genişletilirken öte yandan yerinden yönetim ilkesi çerçevesinde vilâyetlerde husûsî idareler teşkil edildi. Husûsî idarenin bir organı olarak meclis-i umûmîler artık yıllık vilâyet bütçelerini belirleyebileceklerdi. Bütçe gereğince toplanacak gelirlerle vilâyet masrafları karşılanacaktı. 1913 yılı itibariyle hazırlanmaya başlanan vilâyet bütçeleri; vilâyetlerin ekonomik durumu, teşkilat yapısı, kurumları, görevlileri hakkında dikkate değer bilgiler sunmaktadır. Hüdavendigar Vilâyeti'nin 1914 yılı husûsî bütçesi 16.728.000 kuruş gelir ve aynı miktar giderden oluşan denk bir bütçe olarak hazırlanmıştı. Merkezi hükümetin vilâyetlere bıraktığı bazı vergi gelirlerinden ayrı olarak Hüdavendigar Vilâyeti'nde çeşitli kalemlerden oluşan gelir kaynakları bulunmaktaydı. Buna karşın memur maaşı, harcırah, kırtasiye, alet edevat alımı, aydınlatma, ısıtma, donatma, tamir, kira ve inşa gibi kurum giderleri, yol ve köprü inşa, tamir ve keşfiyat masrafları gibi yekûn tutan giderler de bütçenin harcama kalemlerini oluşturmaktaydı. ; Provisional Law for the General Administration of the Provinces (İdâre-i Umûmiye-i Vilâyât Kanûn-ı Muvakkatı) which was issued in the Ottoman State on March 26, 1913, reorganized the provincial administration. On the one hand, the powers of the local government bodies have been expanded, while on the other hand, special provincial administrations have been established in the provinces within the framework of the decentralized administrative principle. As an organ of the special provincial administration, the provincial general assemblies could now determine the annual provincial budgets. Expenses of the province would be covered by the incomes which would be collected in accordance with the budget. The provincial budgets which were started to be prepared as of 1913; offers remarkable information about the economic status, organizational structures, institutions and duties of the provinces. The Hudavendigar province's 1914 annual special provincial budget was prepared as an equivalent budget with an income of 16,728,000 kuruş and the same amount of expenditures. Apart from some tax revenues left by the central government to the provinces, the Hudavendigar province had various sources of income. On the other hand, expenses which formed big costs like wages of the civil servants, travel allowances, stationery, purchasing of tools and instruments, lighting, heating, equipments, repair, institutional expenses like rent and construction; construction, repair and estimation costs of roads and bridges also constituted the expenditure items of the budget.
BASE
In: Kultur und soziale Praxis
Deutschland ist von Zuwanderung geprägt, ca. 20 Prozent der Menschen haben schon jetzt einen Migrationshintergrund. Die vielfältigen Kulturen bereichern unser Land und bringen internationale Akzente in unser Alltagsleben.Wie lassen sich die Brücken zwischen der zugewanderten und einheimischen Kulturszene ausbauen? Wie kann man Migrantinnen und Migranten den Zugang zu Kultureinrichtungen, Veranstaltungen und Förderprogrammen erleichtern? Wie kann man den Zugang zu den kulturellen Szenen der Zugewanderten für die Mehrheitsgesellschaft öffnen?Dieses Buch stellt Konzepte und Projekte vor, die institutionelle und freie Kultureinrichtungen und -verwaltungen sowie Künstler_innen mit Migrationshintergrund in ihrer Arbeit vor Ort unterstützen.Gezeigt wird ein Perspektivenwechsel: Kulturelle Vielfalt ist eine gesellschaftliche Ressource und Chance, denn die Innovationskraft und neue Perspektiven der Künstler_innen mit Migrationshintergrund sind wichtige Impulsgeber für die Zukunft der Kommunen.
Kentleşme, ekonomik gelişmişlik, eğitim, ulaşım ve iletişim olanaklarının artması gibi etmenler seçmenlerin siyasal davranışları etkilemektedir. Türkiye'de, son yıllarda yerel ve kentsel düzeyde siyasal davranışlarda önemli değişimler yaşanmaktadır. Özellikle son yirmi yıl göz önünde bulundurulduğunda bu değişimler açıkça görülebilmektedir. Yerel ve kentsel yönetimler çağdaş demokrasilerde olduğu gibi hem sürdürülebilir gelişmenin hem de demokrasinin temel aktörleridir. Bu makale, 29 Mart 2009 Yerel Seçim sonuçları ışığında Afyonkarahisar ve Aydın illerinde yaşanan kentsel siyasal davranış değişikliklerini analiz etmeyi amaçlamaktadır. Söz konusu seçimler sonucunda Aydın'da CHP, Afyonkarahisar'da ise, AKP, belediye başkanlıklarını kazanmıştır. Bu çalışma ayrıca, derinlemesine görüşmeler ve doğrudan gözlemler yardımıyla seçmenlerin tutum ve davranışlarını etkileyen etmenleri değerlendirmektedir. ; Factors such as urbanization, economic development, education, transportation and increasing in communication facilities have impact on political attitudes of voters. Recently, there have been crucial attitudes of political changes in the urban and political level in Turkey. Especially, when these changes will be seen clearly. Local and urban authorities, as in the contemporary democracies, are the main actors both in sustainable development and democracy. This article aims to analyse changing urbanpolitical attitudes ain Afyonkarahisar and Aydın in the light of 29 March 2009 Local Election results. In terms of this election results, CHP got to the mayor of Aydın and AKP got to the mayor of Afyonkarahisar. This study also evaluates the some elements that impact the attitudes and manners of voters by the help of observation and surveys.
BASE