Uluslararası İlişkilerde Özür Dilemek: Özrün Kuramı
In: Uluslararası İlişkiler Dergisi, S. 51-78
6 Ergebnisse
Sortierung:
In: Uluslararası İlişkiler Dergisi, S. 51-78
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 64, Heft 3, S. 197-220
ISSN: 1309-1034
Özet: İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan Birleşmiş Milletler (BM), kurulduğu andan bugüne değin hiç olmadığı kadar derin bir kriz ile yüz yüze kalmış du-rumdadır. BM'nin varlık ve etkinlik sorununu oldukça etkileyen bu kriz; meşruiyet krizidir. BM'nin bu krizden hasıl çıkacağı, hayata geçireceği reformlara ve kaybettiği siyasi kararlılığı yeniden kazanıp kazanamayacağına bağlıdır. Öncelikle üyelerin reform çalışmaları konusunda samimi olmaları ve Genel Ku- rul'daki görece demokratik ortamın başta Güvenlik Konseyi olmak üzere BM'nin diğer tüm organ ve kuruluşları için de sağlanması gerekiyor. Örgütün kurulduğu ilk yıllardan beri gelen reform ihtiyacı karşılanamadığı, Konsey'deki veto ve temsil adaletsizliği giderilemediği sürece BM'nin meşruiyeti büyük yara almaya devam edecektir. Anakronik yapı, orantısız temsil sorunu, veto yetkisinin sınırlı sayıda üyeye verilmiş olması, fin ansal sorunlar, siyasi kararlılık eksikliği, kolektif güvenlik mekanizmasının işlevsiz hale gelmesi, bölgesel entegrasyon ve yapılanmaların giderek daha etkili olması, uluslararası toplumun BM'ye olan güveninin sarsılması vb. gibi bir dizi sorun içinde BM meşruiyet krizini en azından öngörülebilir bir gelecekte aşabilecek gibi görünmüyor. Ayrıca, kriz aşılmadığı sürece BM Antlaşması ile tesis edilmiş ve büyük ölçüde kabul görmüş normlar bütünü de özünden sarsılabilir. Bu bağlamda, meşruiyet sorunu sadece bir etkinlik değil aynı zamanda bir varlık sorunu olarak da değerlendirilmelidir. ; Abstract: The United Nations (UN), having founded following the World War II, is face to face with a deep crisis that never experienced before. This is the legitimacy crisis heavily affecting the raison d'etat and the UN's question of efficiency. The way how the UN will break through this crisis is conditional upon its reforms and will to regain its political determination. Before all else, the member states have to be sincere about the reform endeavors and there is a certain need to settle the relatively democratic medium of the General Assembly in all bodies of the UN. The legitimacy crisis of the UN will continue to bleed unless the needs for the reforms since the early years is fulfilled and the injustice of veto and representation in the Security Council are removed. Yet, the UN does not seem to overcome the legitimacy crisis in the foreseeable future due to problems such as anachronic structure, disproportionate representation, very limited veto authority, financial difficulties, lack of political determination, malfunctionality of collective security, the rising effectiveness of regional integrations and such organizations and convulsion of international trust towards the UN. Moreover, as much as this crisis continues the norms founded with the UN Charter and adopted on a large scale could wither away substantially. In this context, legitimacy crisis should be evaluated not as a matter of strength but also a question of existence.
BASE
In: Akademik İncelemeler Dergisi: AİD = Journal of academic inquiries, Band 13, Heft 1, S. 227-262
ISSN: 2602-3016
Bu çalışma Uluslararası İlişkiler'de
(Uİ) çevrenin neden disiplinin periferisinde yer aldığını "sorun çözücü ve
eleştirel" yaklaşımlar ayrımı üzerinden sorgulamaktadır. Disiplindeki sorun
çözücü yaklaşımlar, çevreyi sadece bir "sorun" olması durumunda dikkate alan ve
mevcut küresel sistem içinde çözümler arayan yaklaşımlardır. Eleştirel
yaklaşımlarsa çevre sorunlarının ötesinde daha "iyi" bir dünya yaratmak için
sürdürülebilir bir sistem oluşturma amacını taşıyan; bu yüzden sistemin yeniden
yapılandırılması gerektiğini ileri sürerek ulusal ve uluslararası politik,
ekonomik ve toplumsal düzeni sorgulayan yaklaşımlardır. Bu bağlamda öncelikle "çevresel
güvenlik" ve "liberal kurumsalcılık" yaklaşımları incelenmiş, ardından "Ortak
Malların Trajedisi" başlığı altında eko-otoriteryenlerin görüşlerine
değinilmiştir. Eleştirel yaklaşımlar kısmında "çevre-merkezcilik", "ekolojik
modernleşme" ve "merkezsizleşme" yaklaşımları tartışılmıştır. Sonuç bölümündeyse
çevrenin Uİ'de merkezi bir konuma gelememesinin nedenlerine yönelik tespitlere
yer verilmiştir.
2000 sonrası Türkiye ve İsrail'in dış politika formülasyon süreçlerini, rol teorik bir bakış açısıyla ele alan bu tez, rol teorisinin ulusal rol konseptleri araştırma birimi üzerinden bu süreci incelemektedir. Siyasi karar alıcıların politika konularının belirlenme sürecinde kilit bir rol oynadığı yaklaşımından hareketle, her iki ülkede de karar alıcılar tarafından ortaya konulan önemli dış politika konuşmaları Nitel İçerik Analizi metoduyla irdelenmektedir. Bu konuşmalar aracılığıyla, Türk ve İsrailli politika yapıcıların kendi ülkelerinin uluslararası ve bölgesel konularda görev ve sorumluluklarına dair ortaya koydukları ulusal rol konseptleri ortaya çıkarılmaktadır. Çalışmanın temel çıkış noktası, ulusal rol konseptlerinin içerdiği unsurların, ülkenin dış politika kararlarının temel motivasyonu olduğudur. Fakat rol teorisine göre rol konseptlerini oluşturan unsurların dış politika üzerindeki etkisi, karar alıcıların bilişsel arka planlarına bağlı olarak değişkenlik gösterebilmektedir. Bu durum rol konseptleri ve rol davranışları arasındaki ilişkinin örneklem çalışması aracılığıyla test edilmesini gerekli kılmaktadır. Bu sebeple 2011 sonrası Suriye Krizi örnek olay seçilmiştir. Çalışma, Türkiye ve İsrail'in 2000 sonrası dış politika tercihlerinde ortaya koyduğu yaklaşım ve yöntemlerin birbirinden farklılaştığı sonucuna varmaktadır. Bu durumla uyumlu bir şekilde, iki ülke tarafından ortaya konulan Suriye Krizi politikaları da önemli oranda birbirinden farklılaşmaktadır. Krize dönük Türkiye tarafından ortaya konulan yaklaşım biçimi, geniş kapsamlı araç ve yöntemlerle sürece eşlik edilmesinin gerekliliğini ortaya koyarken, İsrailli karar alıcılarının daha dar kapsamlı araç ve yöntemleri tercih ettikleri görülmüştür. ; This thesis focuses on the foreign policies of Turkey and Israel in the post-2000 era. It deals with the foreign policy formulation processes of the two countries within the framework of Role Theory, and examines this process through the research unit of the National Role Conceptions of role theory. Based on the fact that decision-makers play a key role in determining policy issues, key foreign policy speeches of decision-makers in both countries are examined through the Qualitative Content Analysis method. Through these speeches, the national role concepts of Turkish and Israeli policy makers on their country's international and regional issues are revealed. The main starting point of the study is that the elements contained in the National Role Conceptions are the main motivation factors of the country's foreign policy decisions. However, according to role theory, effects of the elements of role conceptions on foreign policy may vary, depending on the cognitive background of the decision makers. This makes it necessary to test the relationship between role conceptions and role behaviors through a sample study. For this reason, the case study of the post-2011 era of the Syrian Crisis selected in this thesis. This study revealed that Turkey and Israel's foreign policy approaches after 2000 differ from each other. Accordingly, both countries' foreign policies towards Syrian Crisis, also differ significantly from each other. While Turkey's policy towards the Crisis reveals the necessity of comprehensive tools and methods with the accompanying process; Israeli decision-makers prefer narrower range of tools and methods.
BASE
In: Global Interdisciplinary Studies Series
Shashank, Shri: Foreword. - S. XI Introduction Krishna-Hensel, Sai Felicia: Technology, change, and the international system. - S. 5-24 Slomczynska, Irma: Shaping the world order by force. - S. 25-52 Giumelli, Francesco: Actors and tools in the post-Westphalian world. The targeted sanctions of the European Union. - S. 53-78 Jia-Dong, Tian: International order and global leadership. - S. 79-96 Frankowski, Pawel: One world - many 'orders'? - S. 97-114 Piskunova, Natalia: State failure in the contemporary international system. New trends, new threats. - S. 115-130 Segell, Glenn: NATO's first mission to Africa. Darfur. - S. 131-148 Narozhna, Tanya: Between shadows and hopes. Discursive representation of female suicide bombings and the global order . - S. 149-170 Özlük, Erdem ; Çemrek, Murat: Burying sovereignty in its birthplace. Back to the Middle Ages. - S. 171-182 Epilogue
World Affairs Online