World Ekonomic Development
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 21, Heft 2, S. 1
ISSN: 1309-1034
828 Ergebnisse
Sortierung:
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 21, Heft 2, S. 1
ISSN: 1309-1034
In: Istanbuler Texte und Studien Band 7
In: Istanbuler Texte und Studien (IST) 7
In: Nomos eLibrary
In: Open Access
In: Milletlerarası münasebetler türk yıllığı: The Turkish yearbook of international relations, S. 001-018
In: Milletlerarası münasebetler türk yıllığı: The Turkish yearbook of international relations, S. 049-082
In: Milletlerarası münasebetler türk yıllığı: The Turkish yearbook of international relations, S. 059-107
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 50, Heft 3, S. 1
ISSN: 1309-1034
TEZ12617 ; Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2019. ; Kaynakça (s. 88-111) var. ; XIV, 112 s. ;_29 cm. ; Bu çalışmada etkileşim halinde olduğu ideolojilere eklemlenebilen bir söylem ve eylem bütünü olan popülizm incelenmiştir. Farklı ideoloji ve hareketlerle bütünleşebilen popülizm için ortak bir tanım oluşturmak oldukça zordur. Popülizm her aktör ve harekete uygun özellikler barındırabilmektedir. Popülizm biz ve onlar, gerçek ve halk, yozlaşmış ve seçkinler gibi ayrımlar yaparak liderlere kitleleri kendi yanına çekebilme gücü vermektedir. 1990 sonrası aşırı sağ popülizmin yükselişinin temelinde, 1980'den itibaren kapitalist ekonominin üretim tarzının devamlılığını sağlamak için neoliberal ekonomi politikalarının sebebiyet verdiği yoksullaşma, işsizlik gibi olumsuz ve toplumu ayrıştırmaya doğru giden eğilimlerin olduğu görülmektedir. Bu çalışma Avrupa'da ve Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD)'de yükselen sağ popülizmin neoliberal politikalar ile olan ilişkilerini ele alacaktır. Son zamanlarda Avrupa siyaseti, hızla artan ırkçılık ve göçmen karşıtı popülist söylemlere sahne olmaktadır. Bu popülizmin tipik birer örneğini Polonya'da iktidarda bulunan Hukuk ve Adalet Partisi'nin (PiS) ve Macaristan'da FIDESZ'in eylemlerinde görmek mümkündür. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump'ın popülist söylemleri bu partilerin motivasyonunu daha da arttırmıştır. Bu partiler, kamuoyu nezdinde "halkı temsil" iddiası ile ortaya çıkarak halkı mobilize etmekte ve başarılı da olmaktadırlar. Burada en önemli ve tehlike içeren kısım ise 20. yüzyıl içerisinde artan küreselleşme ile giderek daha da yayılan aşırı sağ popülizminin liberal dünya düzenine ve evrensel değerlere zarar vereceğinin düşünülmesidir. Bu bağlamda, bu tez çalışmasında.Avrupa'da ve ABD'de yükselen popülist söylem ve pratikleri incelenerek bunların var olan liberal değerleri aşındırdığı ve 1950'lerde oluşan liberal dünya düzenini tehdit ettiği savunulmaktadır. ; This thesis focuses on populism, a set of discourses and practices, which is articulated with different ideologies and movements it interacts with. As populism can be accommodated and employed by different ideologies, movements and actors, it is very difficult to establish a common definition. Populism gives leaders the power to attract the masses by employing distinctions like us and them, corrupt elites and pure people. The roots of political, social and economic reasons behind the rise of extreme right wing populism since the 1990s can be found in neoliberal economic policies, introduced in the 1980s to maintain capitalist mode of production, which resulted in poverty and unemployment which, in turn, led to divisions within society. This study examines the relationship between rising populism and neoliberal policies in Europe and the USA within the context of the liberal world order. Of late, Europe has witnessed the rise of racist and anti-immigrant populist discourses. Typical examples of these can be found in the discourses and practices employed by the Law and Justice Party (PiS) in power in Poland and FIDESZ in Hungary. In the United States, Donald Trump's populist rhetoric and practices have further motivated these parties. These populist parties and leaders claim to represent "the people" and thus are able to successfully mobilize the people. Lately, it is argued that the extreme right-wing populism challenges and damages the liberal world order and universal values. Within this context, this study analyzes populist discourses and practices in the cases of Hungray, Poland, and the United States and it argues that populism erodes the existing liberal values and, thus, poses a threat to the liberal order.
BASE
In: Milletlerarası münasebetler türk yıllığı: The Turkish yearbook of international relations, S. 001-007
In: Milletlerarası münasebetler türk yıllığı: The Turkish yearbook of international relations, S. 051-071
Sovyetler Birliği'nin yıkılması ile Soğuk Savaş sona erdi. Soğuk Savaş döneminin temel kutuplarından birisi olan Amerika Birleşik Devletleri, dünyanın içine girdiği bu yeni süreci "Yeni Dünya Düzeni" olarak tanımladı. Ancak dünya düzeni sadece Amerika'nın nitelediği tarzda yeni bir düzene girmemişti. Globalleşmenin yeni bir evreye girmesiyle esastan bir "Yeni Dünya Düzeni" gelişmeye başladı. İki kutuplu Soğuk Savaş dönemi, yerini çok kutuplu bir düzene bıraktı. Ekonomik, siyasi ve sosyo-kültürel alanlardaki gelişmeler bir yönetim biçimi ve bir yaşam stili olarak demokrasinin küresel ölçekte yeniden ele alınmasını gerekli kılmaktadır. Nasıl isimlendirilirse isimlendirilsin, eksik ve fazlalığına rağmen yeni düzende demokrasinin sahası genişlemektedir. Sivil toplum, bireysel ve toplumsal parametreler ve dahası devletin fonksiyonları yeniden tanımlanmaya başlanmıştır. Dünya, artık herkesin herkesle hem dost hem düşman olduğu ama her halükarda birbiriyle bağlantılı olmak zorunda olduğu bir alan haline gelmektedir. Bu tez, yukarıda özetlenen konular ekseninde şu hususları ileri sürmektedir: -Dünya, çok kutuplu bir yeni düzene gitmektedir. -Bu düzen globalleşmenin ileri bir aşaması olarak ele alınmalıdır. -Devletlerin klasik mentalitesi hızla değişmektedir. -Bu yeni süreçte birey, toplum ve devletlerin demokrasiye yönelişi artmaktadır. -Bu yöneliş, sivil toplumsal unsurların da etkin olduğu kozmopolitik bir demokrasi hedeflemekte. ; Cold War ended upon the collapse of The Soviet Union. United States of America, one of the fundamental polars of cold war period, defined this new period that the world is facing as "New World Order". However, the world order had not entered a new world order system as America described. By the globalisation entered into a new phase, "New World Order System" has started to develop in a real sense. Bipolar Cold War Period has left its place to a multipolar order system. Developments in economic, political and socio-cultural areas make democracy to be re-evaluated essentially into a global scale as a governmental and life style. No matter how it is named, democracy's scope, despite its the pluses and minuses, has been enlarging in new order system. Civil society, individual and social parameters and even functions of state have been started to re-define. Meanwhile the world is becoming an area where everybody is friend and foe with everybody, however must be connected to each other in any case. This thesis, in parallel of above outlined topics, asserts below issues: - The world has been entering a new multipolar order. - This new order has to be evaluated as an advanced stage of globalization. - Classical mentality of states has been altering rapidly. - In this new period, individual, social and states' tendencies to democracy has been increasing. - This tendency has been targeting a cosmopolitic democracy that civil society elements are also active.
BASE
Bilimsel ve teknolojik gelişmeler sadece bireysel anlamda değil küresel ölçekte etkiler oluşturmaktadır. Küreselleşme ve yeni teknolojilerin etkisi ile diplomasi kavramı değişime uğrayarak kamu diplomasisine dönüşmüştür. Yeni bir diplomasi anlayışı olan kamu diplomasisinin amaçlarından biri yumuşak güç olarak da ifade edilen, sempati oluşturmaktır. Çok yönlü faaliyetlere sahip olan kamu diplomasisi için kitle iletişim araçları ayrıcalıklı bir konumdadır. Kitle iletişim araçları içinde ise sayısız teknolojik ürüne rağmen televizyon halen özel konumunu sürdürmektedir. Uluslararası iletişimde, rekabetin yoğun olduğu küresel arenada, devletler birbirlerine karşı uluslararası yayın yapan haber ajansları ve televizyon kanalları aracılığıyla mücadele vermektedirler. Türkiye'nin kamu diplomasisi çalışmalarında kullanılmak ve yumuşak güç sağlamada etkin görevde olması için küresel ölçekli TRT World televizyon kanalı kurulmuştur. Türkiye'de eğitim gören yabancı uyruklu öğrenciler üzerinde TRT World'ün izlenme oranı ve kamu diplomasisi etkisinin incelenmesi amaç edinildiği çalışmada TRT World'ün izlenme oranı ve kamu diplomasisi etkisi geleneksel yüz yüze anket tekniği uygulanarak araştırılmıştır. Eskişehir Anadolu Üniversitesi'nde eğitim gören yabancı uyruklu 360 katılımcıya uygulanan soru formundan elde edilen verilerin istatistik paket programıyla işlenen analizlerine göre, TRT World'ün izlenme oranı düşük fakat izleyenler arasında, TRT World ve içerikleri hakkında olumlu düşünenlerin oranının yüksek olduğu görülmüştür. ; Scientific and technological developments have effects not only on the individual but also on the global scale. With the impact of globalization and new technologies, the concept of diplomacy has changed and turned into public diplomacy. One of the aims of public diplomacy, which has a new understanding of diplomacy, is to create sympathy, also expressed as soft power. The mass media have a privileged position for public diplomacy, which possesses versatile activities. In mass media, despite the numerous technological products, television still maintains its special position. In the global arena where competition is intense in international communications, states are fighting against each other through internationally news agencies and television channels. Turkey's soft power to be used for public diplomacy efforts and global scale to be effective in providing mission TRT World television channel was established. Studying foreign nationals audience share TRT World on students and public diplomacy of the audience share TRT World in this study, which is available to examine the impact and public diplomacy impact on Turkey traditional, face-to-face surveys were studied using the technique. According to the computerized analysis of the data obtained from the questionnaire applied to the 360 foreign students studying at Eskişehir Anadolu University, TRT World's follow-up rate was low but it was seen that the ratio of those who think positive about TRT World and its contents among the followers was high.
BASE
In: Milletlerarası münasebetler türk yıllığı: The Turkish yearbook of international relations, S. 001-006
In: Milletlerarası münasebetler türk yıllığı: The Turkish yearbook of international relations, S. 001-023