Search results
Filter
6 results
Sort by:
HAMDULLAH SUPHİ TANRIÖVER'İN RAPORLARI DOĞRULTUSUNDA ROMANYA'DAKİ SİYASİ GELİŞMELER VE TÜRKİYE-ROMANYA İLİŞKİLERİ (1931-1944); POLITICAL DEVELOPMENTS IN ROMANIA AND TURKEY-ROMANIA RELATIONS ACCORDING TO THE REPORTS OF HAMDULLAH SUPHI TANRIÖVER (1931-1944)
In: Balkan Araştırma Enstitüsü dergisi: Journal of Balkan Research Institute, Volume 10, Issue 2, p. 425-462
ISSN: 2147-1371
Bu çalışma 1931-1944 yılları arasında Türkiye'nin Romanya Elçisi ve Büyükelçisi olarak görev yapan Hamdullah Suphi Tanrıöver'in raporları doğrultusunda, Romanya'daki siyasi gelişmeleri ve Türkiye-Romanya ilişkilerini ele almaktadır. Diplomatik misyonu boyunca Türkiye ile Romanya arasında sorun teşkil eden konuları çözmek üzere hareket eden Tanrıöver, siyasi, kültürel ve ekonomik konularda kaleme aldığı raporlarla Türkiye-Romanya ilişkilerine II. Dünya Savaşı öncesinde projeksiyon tutmuştur. İtalya'nın Akdeniz ve Balkanlarda meydana getirdiği tehdit karşısında gelişen Türkiye-Romanya ilişkileri, 1934 yılında imzalanan Balkan Antantı çerçevesinde iki ülke arasında ittifak sağlamıştır. Balkan Antantı sonrasında daha da gelişen iki ülke arasındaki ilişkiler, Tanrıöver'in Türkiye-Romanya ilişkilerini, siyasi, kültürel alanlarda tahlil etmesini gerektirmiştir. Tanrıöver'in raporları, Türkiye-Romanya siyasi ilişkilerinin dışında Türk muhacirleri ve Gagavuzlar meselesini de kapsamıştır. Çalışma bu çerçevede Hamdullah Suphi Tanrıöver'in Elçilik ve Büyükelçilik yıllarında kaleme aldığı raporlar doğrultusunda, Türkiye-Romanya ilişkilerini -1931-1944 yılları arasında- siyasi ve kültürel boyutları ile ele almakta, konjonktürel gelişmelerin iki ülke arasındaki ilişkileri nasıl etkilediğini ortaya koymaya çalışmaktadır.
II.Dünya Savaşı sonrasında, Chp hükümetlerinin dış politikaya yönelik propaganda faaliyetleri (amaçlar, araçlar, yönelişler) ; Propaganda activities of Chp governments for foreign policy after the second world war (aims,means, orientation)
Bu çalışma II. Dünya Savaşı sonrasında, Türkiye'nin milli güvenlik algılamasında yaşanan değişiklik nedeniyle CHP Hükümetlerinin 1945-1950 yılları arasında dış politikaya dayanan propagandasını değerlendirmektedir. II. Dünya Savaşı'nın sona ermesinin hemen akabinde, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin Türkiye ile imzaladığı 1925 tarihli Dostluk ve Saldırmazlık Anlaşmasını yenileme teklifi karşısında istediği Boğazlarda üs ve Kars-Ardahan toprak talepleri, Türk dış politikasını milli güvenlik ekseninde değişime uğratmıştır. Sovyet Rusya'dan kaynaklanan endişe ve kaygılar sebebiyle, Cumhuriyet Halk Partisi Hükümetleri, olası bir Sovyet işgaline veya müdahalesine karşı koyabilmek ve aynı zamanda ABD ve İngiltere gibi ülkelerden destek alabilmek üzere 'Milli Birlik Propagandası' diyebileceğimiz kapsamlı bir propaganda faaliyeti yürütmüştür. Bu doğrultuda çalışmamız, 1945-1950 yılları arasında, CHP Hükümetlerinin milli güvenliğe dayanan dış politikasından kaynaklanan fikirlerini, telkin etmek üzere propagandayı hangi amaçlarla ve araçlarla kullandığını göstermeye ve ayrıca propagandanın tarihsel süreçte nasıl bir yöneliş gösterdiğini tespit etmeye çalışmaktadır. ; This study considers the propaganda used in foreign policy by Republican People's Party (RPP) governments due to the changes in the perception of the national security concerning the foreign policy. Just after the end of Second World War Turkish foreign policy underwent a change in the axis of national security in the face of Union of Soviet Socialist Republics' (USSR) demand for military base in Bosphorus and land in Kars and Ardahan cities facing the proposal of Turkey to renew Friendship and Aggression Agreement signed in 1925.Facing the concerns about USSR, RPP governments carried out comprehensive propaganda activities called "National Unity Propaganda" to withstand a possible occupation and interference of USSR and to gain support from countries like USA and UK. Accordingly, our study attempts to demonstrate which aims and means RPP Governments use propaganda to indoctrinate its thoughts deriving from the foreign policy based on national security and to determine how the propaganda was oriented during the concerning historical process. While addressing the means of propaganda conducting by RPP governments with regards to all sources of government and RPP, the fact that the mass communication, especially media is in the foreground necessitated considering the media with regards to propaganda.
BASE
1945-1950 Döneminde Türk Dış Politikasının Propagandası Üzerine Bir Girişim: New York Haberler Bürosu ; A Propaganda Initiative of Turkish Foreign Policy Between 1945-1950: New York News Bureau
Bu çalışma 1945-1950 yılları arasında Cumhuriyet Halk Partisi Hükümetleri'nin gerçekleştirdiği propaganda örneği açısından New York Haberler Bürosu'nun değerlendirilmesini ele almaktadır. II. Dünya Savaşı ertesinde Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nden algıladığı tehdit üzerine, Türkiye'nin dış politikasında savaş dönemi uygulamalarına son verilerek değişikliğe gidilmiştir. Türkiye'nin değişen dış politikası doğrultusunda, iki yönde propaganda izlediği görülmüştür. Bunlardan ilki ülke içerisinde izlediği Milli Birlik Propagandası'dır. İkincisi ise yurt dışında, Sovyetler'e karşı Batılı ülkelerin, özellikle de Amerika Birleşik Devletleri'nin, desteğini almak üzere gerçekleştirdiği tanıtıcı propagandadır. Çalışmamızın kapsamı, bu ikinci istikamet doğrultusunda Türkiye'yi ABD'de yetkililere ve kamuoyuna tanıtmak üzere, bir nevi kamu diplomasisi amacıyla kurulan New York Haberler Bürosu'nu kuruluşu, amaçları ve faaliyetleri etrafında irdelemek ve dönemin dış politikası içerisinde değerlendirmektir. ; This study deals with the evaluation of the New York News Bureau in terms of the propagandas of the Republican People's Party Governments between 1945 and 1950. After the Second World War, faced with the threat of the Union of Soviet Socialist Republics (USSR), Turkey has gone to changes in foreign policyby putting an end to wartime applications. In accordance with the changing foreign policy of Turkey, two types of propaganda were followed. The first one is the National Unity Propaganda that was followed inside the country. The second one was the introductory propaganda to get the support of Western countries, especially of the United States of America against USSR. Within the scope of our study, we will scrutinize the New York News Bureau, which was founded as a means of public diplomacy to introduce Turkey to US officers and public, with regard to its foundation, objectives and activities and we will also evaluate the Bureau in terms of the foreign policy framework of the era.
BASE
A Founding Role in Türkiye's Africa Policy: The Action Plan for Opening to Africa
In: Insight Turkey, Volume 25, Issue Summer 2023, p. 223-240
ISSN: 2564-7717
In direct proportion to the development of Türkiye's relations with Africa, the number of studies on bilateral relations is also increasing. However, the Action Plan for Opening to Africa, which was prepared in 1998, is a milestone in Türkiye's relations with Africa and has not been examined specifically and in-depth. This study aims to examine all aspects of the Action Plan for Opening to Africa, which plays a founding role in Türkiye's Africa policy. In this context, the focus is on the content of the plan, the internal and external developments that brought it about, and the role of foreign policymakers who put these developments through the filter of their perception. To guide the analysis of these issues focused on in the study, role theory and documentary source screening based on Ministry of Foreign Affairs sources were used to examine the Action Plan. As a result of the study, it has been observed that the systemic conditions affecting Turkish foreign policy after the Cold War and the Action Plan put forward as a visionary foreign policy step by İsmail Cem, who served as the foreign minister, especially under the conditions of coalition governments, played a founding role in Türkiye's relations with the continent.
İkinci Yüzyılında İşbirliği ve Çatışma Sarmalında Türk- Amerikan İlişkileri
Bu çalışma ilk kez 19. yüzyılda gündeme gelen Türk-Amerikan ilişkilerini tarihsel süreç içerisinde çatışma ve işbirliği temelinde siyasal, ekonomik ve askeri olarak ele almaktadır. Yaklaşık iki yüzyıllık geçmişe sahip Türk-Amerikan ilişkileri çoğu zaman bölgesel ve küresel olayların etkisinde gelişmiştir. İki ülke arası ilişkiler dönemsel olayların etkisi altında kalmıştır. Bu doğrultuda çalışma tarihsel süreçte Türk-Amerikan ilişkilerinin nasıl bir gelişme gösterdiğini, işbirliği ve çatışma ekseninde ortaya koymaya çalışmaktadır. ABD, Türkiye'nin yakın coğrafyasına yönelik aktif dış politika izlemektedir. Çalışmada, aktörler arası ilişkinin niteliğini ABD'nin bölgesel ve konjonktürel çıkar ve politikalarının belirlediği savunulmaktadır. ABD, sadece Türkiye ile değil, bölgesel diğer aktörlerle de konjonktürel nedenlerle işbirliği ve çıkar çatışması yaşamaktadır. Ancak ABD ve Türkiye çıkar çatışması yaşadığı durumlarda da ilişkilerini tamamen kesmeden sürdürmüştür. Bu bağlamda Türkiye ve ABD, bölgesel ve uluslararası sorunlarda birlikte hareket ederek işbirliği gerçekleşmiştir. Çalışmada öne sürülen iddiaların doğruluğunun araştırılması için "Misyonerlik faaliyetleri", "SSCB Tehlikesi", "Truman Doktrini", "Kore Savaşı", "Füze Krizi", "Kıbrıs Meselesi", "1 Mart Tezkeresi", "Çuval olayı" gibi olaylar üzerine odaklanılmıştır. Kriz dönemlerinde iki ülkenin çatıştığı, diğer durumlarda ise işbirliği içinde olduğu sonucuna ulaşılmıştır. ; This study first examines the Turkish-American relations dating back to the 19th century on the context of historical process based on the conflict and cooperation in the sense of politics, economy and military. Turkish-American relations with nearly two centuries of history have often been improved by the shadow of regional and global events. The relations between the two countries remained under the reactions of conjectural events. That's why the study tries to depict how the development of Turkish-American relations in the historical process is on the axis of cooperation and conflict. The United States also follows a proactive foreign policy towards Turkey's near geography. The study advocates that the nature of the relationship between the actors has been determined by the regional and cyclical interests and policies of the USA. It is a fact that USA has not only dilemma of cooperation and conflict with Turkey but also with other regional actors due to conjectural reasons. However, despite the case of overlapping of interest conflicts, Turkey and USA has been successful to keep in relationship. In this context, Turkey and the United States, have been improved mutually cooperation by acting together in regional and international problems. In order to check the accuracy of the claims put forward in the study, specific cases like "Missionary Activities", "USSR Hazard", "Truman Doctrine", "Korean War", "Missile Crisis", "Cyprus İssue", "March 1" and "The Hood Event" have been focused. It was concluded that both countries were in conflict in the era of crisis whereas they had cooperation in the rest of cases.
BASE